31 Aralık 2012 Pazartesi

Ayrılık

Ayrıldık bitti. Tam 15 gün oldu ondan ayrı. Özlüyorum içten içe ama belli etmiyorum. Her gece ağladığımı da kimse bilmiyor... Telefonumda hala resimleri var, sürekli twitter'da tweetlerini okuyorum. Ben böyle değildim normalde, sevmediğini öğrenince bırakırdım peşini ama öyle bi aşık olmuşum ki kendimi kaybettim. Kim olduğumu bilmiyorum. Sadece onun için yaşıyorum gibi bişey. Arkadaşımdan hoşlanıyormuş, arkadaşım da ondan. Yakında çıkarlar. Ne diyeyim, hayırlı olsun. Neden ağlıyorum, bilmiyorum. Belki de hala seviyorumdur. Benim olmasın ama kimsenin olmasın, kimsenin mesajını heyecanla beklemesin istiyorum ama her gün düşündüğü, mesajlaştığı, özlediği biri var. Benim yaşadığım şeyleri yaşasın istiyorum ama üzülmesine de dayanamam ki. O değil de, onla ayrıldığımızda yanında ağladığım arkadaşımla... nasıl olur. İkisi de çok acımasızmış. Ben kimse için bu kadar ağladığımı, bu kadar acı çektiğimi hatırlamıyorum. Gerçekten çok zor bişey. Her gece içindeki şüpheden, üzüntüden uyuyamamak; sabahları da gözlerinin şiş olduğunu görmek. Her gün böyle benim için. Hayır, zoruma gidiyor yani. Elin çocuğu geliyor, senin tüm düzenini bozuyor, ailenle bile aran açılıyor. Sorsan birine o'nu, sıradan, sevilecek birisi değil, abartılacak kadar tatlı ve kusursuz değil ama senin gözünde çok farklı gözüküyor. Sanki dünyadaki herkesten daha mükemmel. 
Kardeş kazığını da tatmış olduk... Daha bu yaşadıklarım ne ki, onlar bir araya geldiğinde ben ne olacağım? kim bilir. Dayanamam değil, dayanırım elbet ama çok zor çünkü benim hayatımda yaşadığım en büyük acılardan biri bu. Nasıl da mutluydum onla birlikteyken, o da mutluydu. "Seviyorum" diyordu ama sevseydi şuan bu durumda olur muyduk? Ya o hiç sevmemiş, ya da yalandı her şey. Ben istemiyorum daha fazla acı çekmek. Unutmak kolay derdim ama unutamıyorum gerçekten. Ama onu da seversin, sonra sıkılırsın, ayrılırsınız. Sonra başka birini seversin, ondan da sıkılırsın. Sen busun işte. 
Belki bi gün özlersin.

26 Kasım 2012 Pazartesi

Çok seviyorum

Ağlamak... Susuyorum ve sadece onun için ölümü göze alabileceğimi düşünüyorum. Bütün hayatım ona ayarlandı. Uzun süredir yazamadım, yoğunum bu aralar. Ona açıldım. Yine arkadaşız ama ben ona resmen aşığım. Hayatım ona programlanmış gibi resmen. Bir insan bu kadar mı kusursuz olur? Ya da bana kusursuz geliyor. Her an onun yanında olmak, onu izlemek istiyorum. Çok çok çok seviyorum. O olsun da diğerlerine ihtiyacım yok diye düşünüyorum. Her anımda, her saniyemde aklımda. 
Ölüyorum sanki. Katy Perry'nin Thinking Of You şarkısını açtım ve hiç bitsin istemiyorum. Kendimi öyle kaptırdım ki, gözlerim kapalı, ona sarılmanın ne kadar mükemmel olacağını düşünüyorum. Çok tatlı ya, mükemmel bir insan. Şu an yanımda olsa da sarılsam, kokusunu içime çeksem. Saçlarına dokunsam, yanağını okşasam falan... Tarif edilemez bir şey gerçekten. 
Bir gün onun kolundan tutup yalnız kalacağımız bir yere götüreceğim ve tüm bu yazdığım şeyleri onun gözlerinin içine bakarak söyleyeceğim...

http://www.youtube.com/watch?v=wdGZBRAwW74



14 Haziran 2012 Perşembe

Hayaller ve umutlar...

Çok garip. Adını duyunca çok heyecanlanıyorum. Hiç böyle bir şey başıma gelmemişti...
İnsanlar hep diğer yarılarını ararlar. Ben seni buldum! Senin diğer yarın ben miyim? Evet mantıksız bir şey. Herkes ulaşılmazı sever. Sen şimdi sürekli peşimde koşsaydın, her gün her saat bana "seni seviyorum" deseydin ben seni yine bu kadar isteyecek miydim? Düşünüyorum da, kalbin atıyor, bir yerler de varsın sen, uzakta olsan da... Evde yalnızken diyorim ki içimden "Onla buluşucaz, hemen hazırlanmalıyım!", sonra saçlarımı düzleştiriyorum, çok güzel elbiseler giyiyorum, dişlerimi fırçalıyorum, makyaj yapıyorum. Aynanın karşısına geçiyorum "çok güzel oldum." diyip gülümsüyorum. Sonra "deliriyorum" diye bağırarak ağlamaya başlıyorum. Nedeni sadece bikaç saat kendimi kandırıp iyi hissetmek. Bazen de geceleri erken yatıyorum. Çünkü hayal kurmak için sabırsızlanıyorum. Sen kollarını açıyosun, "seni seviyorum" diyorsun. Ben de sana sarılıyorum. Yaa, hepsi hayal işte. Ama hayaller de bazen bi umut ışığı olabiliyor. Bişeye ulaşmak istiyorsan, elinde sadece bir hayal varsa ve hayaline sımsıkı tutunmuşsan o şeye ulaşabilirsin. Yani ben ulaşan birini gördüm (JustinBieber). Ama ben sana ulaşabilir miyim? İşte bunu hiç bilemiyorum. Aslında şuan konudan konuya atlıyorum, ne yazdığımı ben de bilmiyorum sadece aklıma gelen ve kelimelere dönüşen şeyler bunlar. Umudumu kaybetmemeye çalışıyorum, ama sabırsız biriyimdir ben. Her gün "Biraz daha yaklaşıyorum ona." diyorum. Belki de yaklaşmıyorum. Kendimi de kandırıyo olabilirim. Her gün, her saat, her dakika ömrümden eksiliyor. Seni ararken koca bi hayatı yitiriyorum. Bazen "Tutmayın beni gidicem onun yanına!" diyorum da arkadaşlarım beni zor tutuyor. Çünkü sen, sen değilsin. Ben, eskisi gibi senin benim hayal ettiğim kişi olduğunu sanıyorum ama sen çok değişmişsin. Herkes öyle söylüyor.. Eski saf çocuk değil de her kızı oynatan zavallı birisi olmuşsun! Seni seviyorum.....